Benim yine sabah sayfaları yazma zamanım geldi hissediyorum. Çünkü yine zihin dağınıklığı, iç sıkıntısı gibi bir sürü şeyle uğraşıyorum.
Belki de kronik depresyon bu. Ya da ülkemin bir türlü içinden çıkamadığı kronik yas halinin bendeki yansımaları. Rüyalarım ki onlara rüya denmez kabuslarım hep kötü haberlerin devamı bu ara.
Çok yorgunum. O kadar yorgunum ki yıllardır ilk defa iki gündür örgü bile örmüyorum.
Bugün uzun zamandır ilk kez bahçede yapmamız gereken birikmiş işleri yaptık. Biraz iyi geldi.
Küçücük mutluluklarımız olmasa bizim bu yaşadığımız gündem içinde mutlu olabilmemiz imkansız.
Bu ara çok diplerdeyim. Çoğumuz öyle bence. Ama bir yandan da o var olan umudumu hiç kaybetmek istemiyorum. Çünkü onu da kaybedersek yaşamanın ne anlamı var.
Telefonum bozuldu. Bir ay kadar serviste kaldı. Eski telefonlarımızdan birini kullandım ve bu arada eski alışkanlığım olan fotoğraf makinama döndüm biraz.
Ara sıra kendi isteğiyle rutinin dışına çıkmalı İnsan. Ben biraz zorundalıkla çıktım ama olsun. Biraz iyi geldi.
İnsanlardan çok uzaklaştım. Özellikle hayatımdan yıllar evvel çoktan defetmem gerekenleri defediyorum bu ara. Nefes aldıracak bir boşluk yaratıyor. Oh mis.
Çok seviyorum canım köyüm.