29 Mart 2024 Cuma

02

Günü Cumartesi sanarak okul saatinde uyanık olmama rağmen oğlumu okula kaldırmayıp, sabah sabah telefon çalınca şaşırıp, 'Bu kim ya sabah sabah' diyerek yükselmeme (arayan servisçiymiş ((:), günün o şekilde Cuma olduğuna aymama puanım 10. Bu şaşkınlığım en çok A'ya yaradı, kafa tatili vermiş oldum ona. ((: Bravo bana.

Buraya almak istediklerimi de eklemeye karar verdim. Unutursam buraya bakınca hatırlarım. Tabi bir bloğumun olduğunu da unutmamam lazım. ((:

Neyse ki bu aralar içim dürtüyor da uğruyorum buraya ara sıra. 



Beklediğim ve hala gelmeyen kitaplarım var gözlerim yollarda kaldı. Örgüye dair elimin altında olmasını istediğim ne varsa gözüm çok aç. Bir sürü kitabım, denemeye bile fırsat bulamadığım bir sürü değişik şişim olmasına rağmen gözüm doymuyor ve sürekli yenilerini almak istiyorum. İnsan aç gözlü. 

Bir de herşey o kadar çok pahalandı ki zamanında almadığıma üzüldüğüm şeyler oluyor. Bir şiş 550 TL olmamalı bence. Ama oluyor işte. Tabi ki şişe gelene kadar neler var neler. Şu anda örgü örmek bile lüks baktığımda. Kötü şeyleri düşünmek istemiyorum ama öyle çıkıverdi işte. 

Bu ara fıstık yeşili, çok güzel renkli bir çorap örüyorum. 



İçime sinmeyen bir yeri oldu ve ördüğüm tüm çorabı söktüm baştan başladım.



Bu aralar sık sık anneannemi hatırlar buluyorum kendimi ve çocukken iyi ki bana örgü örmeyi öğretmiş annem ve anneannem. Bir sürü Barbie'm vardı ve hep aynı kıyafetleri giymelerinden sıkılır, annemden elbise örmesini isterdim ama küçük parçalardan sıkılır ve örmezdi. En sonunda anneannemle beraber bana örmeyi öğrettiler de kurtuldular ısrarlarımdan. Çünkü istediğim birşey için ısrardan yorulmayan bir çocuktum. Bir de o zamanlar farkında değildim ama örgü aslında taa o zamanlardan bana iyi geliyormuş. Herkesin hayatı kendine zor bilirim, benim de çocukluğum oldukça travmatik ve zordu. Bazen o günleri düşününce tüm o şeyleri yaşayan biz miydik diye düşünmüyor değilim. İnsan kendi hayatına uzaktan bakınca çok şaşırıyor. Bir yabancı gibi.Neyse işte örgü de çocukluğumda beni bir nebze alıp götüren, kaosun ortasında rahatlatan bir aktiviteydi. 

Çocukluktan sonra çok uzun yıllar örmedim. Ara sıra arkadaşlarıma ördüğüm minik atkıları falan saymazsam tabi. 

2014 yılında hayat yine bizi kendince şöyle bir sallarken, 'Çok sabırsız bir insanım kendimi denemeliyim' derken; yine örgü örerken buldum kendimi ve sabrımı deneyeceğim ya koskocaman battaniyeler örmeye başladım. Çok da sevdim oraları da. Rengarenk minik motiflerin birleşip koskocaman battaniyelere dönüşmeleri çok büyülü geldi bana.

Aslında kendimi tanıttı örmek. Sabırsız biri olmadığımı anladım. İstikrarsız yanıma çok iyi geldi. Değişmeme yardım etti. O yüzden örgünün şifa olduğuna inanıyorum. Yazmanın da öyle. İkisini de birbirine benzetiyorum üstelik. İyi geliyorlar. 

Beklediğim kitabım bugün gelir umarım. Köyde yaşamanın en zor yanlarından birisi kargo beklemek. ((:

Bir ara bununla ilgili yazayım. Ne de olsa uzun yıllar oldu köye taşınalı. 
((:

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

06

Benim yine sabah sayfaları yazma zamanım geldi hissediyorum. Çünkü yine zihin dağınıklığı, iç sıkıntısı gibi bir sürü şeyle uğraşıyorum. Bel...